Durkheim, en genel formları arz eden olguları normal, diğerlerini patolojik kabul eder. Bu da toplumdan topluma ve toplum içinde zaman içinde değişiklik gösterir. Yumuşakça ya da vahşi için normal ile omurgalı ya da modern toplum için normal farklıdır der. Ayrıca anomali ile patolojiği de ayrı tutar patolojik normal olmasa da anormal patolojik olmayabilir, istisna olarak […]
Burada bana göre sosyoloji ile psikolojinin görev alanları basit bir biçimde ayrılmaktadır. Toplumsal olaylar değerlendirilirken toplumun tarihi-toplumsal geçmişi, kolektif tasavvur ve olayın çıkışına kadar gelişen olaylar zinciri önem kazanır ve değerlendirilir. Bireysel olaylar değerlendirilirken ise bu davranışa kadar bireyin hayatında olan bitenler, bireyin tasavvurları ve bu davranışı uygulamaya götüren olaylar zinciri önem kazanır ve değerlendirilir. […]
Toplumsal olgular “şeyler” gibi ele alınmalıdır. Temel kuralı zihinsel olguları dışarıdan, yani “şeyler” gibi incelemek olan psikoloji kurulmuştur. Bilinç, toplumsal konuları tanıma konusunda kendi öz hayatını tanıma hususunda olduğundan daha yetkili olamaz. Söylenebilir ki toplumsal hayat tasavvurlardan meydana gelir, bireysel ya da kolektif tasavvurlar bilimsel biçimde ancak nesnel olarak incelenir.
Genel kanının diğer bilim alanlarında kaybettiği otoritenin sosyolojide süren otoritesinin ortadan kaldırılması için bilim adamı araştırmalarını metodik olarak yürütüp karşılaşabileceği paradoksları da cesaretle karşılayabilmelidir.